Farklı dil ve lehçelerde yazılışı, söylenişi aynı olup da bambaşka anlamlara gelen sözler vardır. Fransızcada faux ami “yalancı arkadaş” olarak adlandırılan bu sözcükler için bizde yalancı eşdeğer terimi yaygınlık kazanmıştır.
Tanıdık geldiği için insanı kolayca yanıltabilen bu sözcükler diller arasında, lehçeler arasında hatta ağızlarla standart dil arasında bile olabilir. Örneğin İngilizcede “uzlaşma” anlamındaki accord dilimize “müzik aletlerinin ayarı”, “şarjör, dergi” anlamlarındaki magazine kelimesi “sosyete haberleri” anlamında geçmiştir. Standart dilde “hüzünlenmek” anlamındaki üzülmek kelimesi Nevşehir ağzında “bezin yırtılması, dalın kırılması” anlamlarındadır.
Lehçeler arasındaki yalancı eşdeğerler için Azerbaycan Türkçesi ile Türkiye Türkçesini ele alalım ilkin. Bir Azerbaycanlı sümüklü etten bahsediyorsa kastettiği “kemikli et”tir. Bir futbol maçını Azerbaycan televizyonlarından izleyecek olursanız kaleye çekilen şutları “kapıcı”nın karşıladığına şahit olacaksınız.
Uygur Türkçesi ve Türkiye Türkçesi arasında da çok sayıda yalancı eşdeğer sözcük var. Baca “bacanak”, burun “önce”, canavar “canlı”, cüce “civciv”, içki “içeri”, tüp “dip”, karı “yaşlı”, kızgın “coşkulu”, koy (1) “para birimi”, kol “el”, koy(2) “koyun”, kök “gök, mavi, yeşil”, körpe “döşek”, mide “göğüs”, muz “buz”, okşamak “benzemek”, okul “iğne, enjeksiyon”, öfke “akciğer”, ötme-ötüş “geçme-geçiş”, put “ayak”, set “çirkin”, solak “hapishane”, sorun “toplantı”, uyuşuk “uyumlu, düzenli”, taşlamak “atmak, fırlatmak”, tüzük “düzgün”, usul “dans, halk oyunu”, uşak “küçük”, üzmek “koparmak”, yaratmak “beğenmek”, yavaş “uslu, mülayim”, zor “büyük, muhteşem”…
Bunlar belki çok büyük krizlere yol açmaz ama cinayet, eski, gurursuz, merdane, yaman ve yavuz kelimelerine dikkat çekmek isterim. Cinayet kelimesi Uygur Türkçesinde “suç, kabahat” anlamına gelir. Uygurcada “Evlenme yıl dönümünde kadına hediye almamak büyük cinayettir.” cümlesi gayet normaldir.
Eski kelimesi Anadolu’da “yeni”nin karşıtı, yıllanmış, yıpranmış, demode anlamlarını taşırken Uygurcada “ahlaksız, karaktersiz, düşkün” anlamlarında kullanılır. Uygurlar eski için “köhne”yi tercih eder. Yeni Uygurcada gurursuz “mütevazı” anlamında bir sıfat, merdane “mertçe, yiğitçe tavır” anlamında kişi ismidir. Türkiye Türkçesinde kişi ismi olarak kullanılan yaman ve yavuz kelimeleri Anadolu’da anlam iyileşmesi geçirmiş olsa da Uygur coğrafyasında hâlâ kötü anlamlarını koruyor.
Son olarak kurt kelimesinin TDK Sözlük’teki ilk iki anlamı şöyle:
1. “Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus).”
2. “Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı küçük hayvan.”
Uygurcada sadece ikincisi geçerli. İlki için (Canis lupus, wolf) börü, böre sözcüğü tercih ediliyor.
Çevirilerde, aktarmalarda ve doğrudan iletişimde bize küçük tuzaklar hazırlayan bu “arkadaşlara” dikkat etmekte fayda var.