Her şey gibi dil de değişir. Dilin hemen her yönünde olduğu gibi söz varlığında da zaman içinde değişiklikler gerçekleşir. Çeşitli yollarla dile yeni kelimeler eklenir veya kullanımdan düşen kelimeler eski sözlüklere hapsolur.
Bazı sözcükler anlamca zenginleşerek veya anlam değişikliğine uğrayarak varlığını sürdürür. Bazı sözcüklerinse kök anlamı tamamen unutulur. Bunlar başka kelimelerin bünyesinde veya kalıp ifadelerde yaşamını sürdürür.
Bu durumu en iyi şekilde ifade edecek örnekleri derlemeye çalıştım. Gelin birlikte bakalım.
kıyamet kopmak
Bu deyimdeki “kopmak” ipin kopması anlamına gelen kopmak değil. Eski Türkçede ve çağdaş Uygur Türkçesinde “Ayağa kalkmak” anlamına gelen başka bir fiil.
İslam inancına göre dünyadaki canlıların öldükten sonra yeniden dirilmesi, ölenlerin ayağa kalkması anlamındaki “kıyam” kelimesinin daha iyi anlaşılması için kıyamet kelimesiyle ikileme yapacak şekilde kullanılmış. Sağlık sıhhat, güç kuvvet, akıllı uslu gibi.
tartışmak
Tartmak “çekmek” demek. Aydın ve Muğla yöresinde “Kolum çekti.” yerine “Kolum tarttı.” deniyormuş.
Tartmak Anadolu’da da Orta Asya’da da çekmek anlamında. Fark şu ki Türk lehçelerinde yere paralel olarak gerçekleşen eylem burada yere dik olarak gerçekleşiyor. Yani Orta Asya’da “masayı kendine doğru çekme” işini anlatırken tartma kelimesi kullanılıyor, burada ise bir çuval patatesin ağırlığını ölçmek için.
Tartışma kelimesinde tart- eyleminin lehçelerdeki kullanımı geçerli.
çay koymak
Türkçede unutulan köklerde olan kuymak eylemi, çağdaş Uygurcada sıvıların yukarıdan aşağıya doğru akmasını anlatmak için kullanılır.
Kuymak yemeğine neden bu adın verildiğini şimdi daha iyi anlamışsınızdır. Neredeyse sıvı durumundaki malzeme kızgın tavaya dökülür.
Kuyumculuk mesleğinde de aslında aynı süreç yaşanır. Erimiş madenler kalıplara dökülür. Yani aslında kuyulur.
Bu nedenle çaydanlık ocağa koyulur ama çay bardağa “kuyulur.
şart / şirk koşmak
Buradaki koşmak kelimesinin bildiğimiz koşmakla hiçbir alakası yok. Anadolu'daki bazı ağızlarda saklandığı gibi “eklemek”, “ilave etmek”, “katmak” anlamlarında bir kelime. Atı arabaya koşmak, koşum takımı ifadelerindeki gibi. Tek tanrılı dinlere tanrının eşi veya ortağı olduğunu iddia etmek bu nedenle şirk koşmaktır.
yanmak
Dilimizde ateşte yanmak eylemiyle sesteş olan ve “geri dönmek” anlamına gelen bir yan- fiili vardır. Kök olarak bilmesek de bu kelimeyi bazı türevlerinde görebiliriz.
Örneğin, sesin bir yere çarpıp geri dönmesini yankı; ışığın parlak bir yüzeye çarpıp geri dönmesini yansı; sorulan soruya verilen karşılığı yanıt sözcükleriyle karşılarız.
Bu bilgiler ışığında Yunus Emre’ye bir kez daha kulak verelim. “Ben giderim yane yane…” diyen derviş aşk ateşiyle tutuşmuş olarak mı gidiyor yoksa arkasına baka baka, döne döne mi? Ne dersiniz?