Okumak, sadece bir dil becerisi değil aynı zamanda bir kültür meselesi, yaşama biçimidir. İnsanın kendisini, toplumu, insanlığı tanıyabilmesi için başvuracağı yegâne yoldur.
Bir konuya girerken ilgili kavramları, terimleri gözden geçirmekte yarar görürüm. Yeniden düşünmek, yeniden tanımlamak için. Okumak çağırmak, davet etmek; seslenmek, bir metni seslendirmek anlamlarına gelir. “Kitap” kelimesi, “üzeri yazılı kâğıt demeti” anlamına geliyor kabaca. Sözlük’te “Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş sayfalar bütünü.” tanımıyla karşılaşıyoruz. Günümüzün kitapları bu tanımın uzağında kalıyor artık. Öyle ya, ekranlardan çevrim içi okunabilen dünya kadar içerik söz konusu. Bunların çok küçük bir kısmı blog. Artık çıktısını bile almaya gerek görmediğimiz metinler, birçok farklı formatta saklanıp paylaşılabiliyor. Üstelik sadece sözcükleri değil, resimleri, videoları ve başka ortamlara erişim sağlayan linkleri de barındırabiliyor kitabın bu sürümleri. Sözün özü, akıl almaz bir hızla gelişen teknoloji dünyayı öyle değiştirdi ki ne olduğunu çok iyi bildiğimizi düşündüğümüz birçok şey artık tanınmaz durumda.
Şekli şemali değişmiş, okurla kurduğu etkileşim farklılaşmış olsa da kitapların ruhu hâlâ aynı. İster “basılı” ister dijital olsun kitaplar; bir yerlerde sabırla okurunu bekliyor. Ne vefalı dost şu kitaplar! Gel dediğinizde gelirler, anlat dediğinizde anlatmaya başlarlar. Düş dünyanıza, düşünce hızınıza uyuverirler.
Muhteşem bir yazarın zihninden süzülüp gelen düşünceleri, muhayyilesinde tasarladıklarını, bir ömür boyunca biriktirdiği deneyimleri, kendine has üslubuyla kaydettiği kitaplar sizce de en büyük hazine değil midir?
Kitaplar zaman makinesidir. Yazarın eteğine tutunup zamanda ve zeminde yolculuk edersiniz. Hiçbir zaman göremeyeceğiniz diyarlarda, belki bin yıl geçmişte ya da bin yıl ileride… Onlarla her şey mümkündür. Edebiyatta gerçeklik yeniden yorumlanır veya yepyeni evrenler, kahramanlar yaratılır. Bu sayede kendi varlığınızı dışarıdan görebilir, başka benliklerin yaşamına tanıklık edebilirsiniz.
Sanatsal zevkin dışında okumanın pratik faydaları da az değildir. Okumak dil kullanım becerilerinizi geliştirir. Söz varlığınızı zenginleştirir, dilin inceliklerine vakıf olursunuz. Okumak beyindeki beyaz madde oranını artırarak beyninizi fiziksel ve işlevsel olarak geliştirir. Okuyarak daha güçlü bir hafızaya sahip olur, Alzheimer gibi hastalıklara yakalanma riskini azaltırsınız. Düzenli okuyan insanların ömrü bile uzuyormuş.
Bütün bunlar bir yana insanlığın ortak mirasından payına düşeni almak için okumalı.
Hangi amaçla, motivasyonla olursa olsun okumak iyidir. Cahil dosttan yeğdir âlim düşman.