Günümüz dünyasında derin hesapların, küresel güç savaşlarının kirli çıkar ilişkilerinin tam ortasında İslam alemi sıkışmış bir konumdadır. İslamofobi endüstrisine malzeme sağlama noktasında aşırı ve sapkın yorumlar İslam’ı temsil konumuna getirilmiştir. Bir de biz Müslümanların bu sıkışmada bilinçsiz bir şekilde savrulması geleceğimiz için tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
Bugün İslam aleminde yaşanan dört büyük tehlike söz konusudur:
Bunlardan ilki aklı naklin karşısında önemsememek,
İkincisi nakli akla mahkum etmek,
Üçüncüsü şekli ön plana çıkartıp kalbi ıskalamak,
Dördüncüsü ise kalbi ve içselliği dikkate alırken zahir’i görüntü ve şekli önemsememek.
Bunları isterseniz biraz açalım:
Kur’an ve sünnet İslam literatüründe “nakil” olarak ifade edilir. Önümüzdeki metni ve sözü anlayacak ve onun içindeki manaları yorumlayacak akıldır. İslam’a göre aklı olmayanın dini yoktur ve inançla mükellef değildir. Bu noktada ilk iki tehlikede ya naklin karşısında akıl “etkisiz eleman” haline getirilir veya akıl öyle bir “putlaştırılır” ki nakil dikkate dahi alınmaz. Bunun neticesinde dinin ya manasına inememiş bir İslam anlayışı ortaya çıkar- ki gelişmeden ilerlemeden mahkumdur.- Selefi düşünce, İŞİD, Boko Haram, Eş Şebab günümüzdeki tezahürleridir. Ya da tam tersi sınırsız ve kuralsız Kur’an yorumlarıdır.
Sonraki iki tehlikede ise kılık kıyafetten tutun da ibadetlere varıncaya kadar şekle hapsolmuş bir İslam anlayış ve yaşayışı; diğerinde de ne idüğü belirsiz, delile dayanmayan ve girdiği her kapta farklılaşan bir İslam anlayışı. Çevremizde çok tezahürleri vardır bunların: Kimileri entari giymeyi veya halen üç parmakla yemeği sünnet olarak addederler.
Kimileri de tam tersi olarak örneğin “namaz/salat”, kelime manası ile duadır. Kıyam Allah’ın huzurunda samimi duruş, rüku boyun büyüklüğü, secde tevazudur. Yatıp kalkmaya gerek yok,” düşüncesindedirler.
Bugün İslam’ı temsil noktasında bunlar ön plana çıkarılır. Güzel dinimiz yanlış yorumlara mahkum edilir.
Ne zaman İslam’ı doğru anlayacağız
Ne zaman İslam’ı doğru yaşayacağız.