Einstein’ın formüllerinden yola çıkan Rus Fizikçi , Alexander Friedmann en ufak etkide evrenin genişleyeceğini veya daralabileceğini keşfetti. Bu keşfin değerini anlayıp, evrenin genişlediğini iddialı bir şekilde savunan Belçikalı bilim adamı ve Papaz Georges Lemaitre oldu. Lemaitre, evrenin genişlemesini geri sardığımızda, evrenin tek bir birleşiminden patlayarak oluştuğunu , daha sonra evrenin genişlediğini , bir meşe palamudundan bir meşe ağacının büyümesi gibi , Evrenin tek bir atomdan çıktığını söyledi.
Aynı yıllarda Amerikalı astronom Hubble, tüm bu kuramsal tartışmaların dışında, son derece gelişmiş teleskoplarla gözlem yapıyordu. Hubble tüm galaksilerin birbirinden uzaklaştığını , böylece evrenin genişlediğini gözlemsel olarak buldu.
Ancak Kur'an-ı Kerim binlerce yıl önce bu gerçeği ifade etmekteydi:
-''Evreni kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmeliyiz. (Zariyat :47)
Kur'an-ı Kerim elbette fizik, kimya ,matematik gibi bir bilim kitabı değildir. Muhteviyatı da genel manada bunlar değildir. O insanlar arasında hidayet rehberidir. Allah-Kul ilişkisi düzleminde, insan-insan, insan-tabiat (Hayvan-Evren) ilişkilerini düzenlemek, insanlara doğru yolu göstermek için gönderilmiştir.
Kur'an da belirtilen ve yapılması emredilen kavramlar: Adalet, doğruluk,insan hakları, eşitlik, hoşgörü, saygı gibi toplum bazındaki ilkeler sadece kendine inananları etkilemekle kalmamış , tüm insanlığa etki edecek kadar geniş bir nüfuzu olmuştur.
'' Ben Kur'anın Hadimiyim '' diyen Mevlana’nın, İbni Arabi'nin tüm dünyayı saran ''eşitlik, saygı, hoşgörü'' prensipleri , ilhamını Kur'andan aldığı bir gerçektir.
Aynı toplumda, özgürce dinini yaşama, sembollerini ortaya koyma hürriyeti, son yüzyıla kadar , sadece İslam ülkelerinde ve Kur'anın hükümlerinin kaynaklığında gerçekleşmiş bir hadisedir. Kur'an bu çağda da tüm insanları etkilemiş, diğerini yok sayma, yok etme prensipleri yerine herkese tercih imkanı vererek saygı temeline dayalı toplumsal uzlaşmanın örneğini sergilemiştir.
Teolojik açıdan , farklı dinlerin inanış biçimlerini de etkileyen Kur'an-ı Kerim, karşılaştığı dinlerin akidelerinde yeni oluşumlara da, yorumlara da etkileyici olmuştur.
Hristiyan Dünyanın karşılaştığı iki önemli imtihandan biri Endülüs ve Sicilya yoluyla İslam ve onun akidesiyle tanışması olmuştur. "Teslis" inancının çıkmaz sokağında, "tevhid"in sağlam temellerine karşı teolojik tartışmalara başlayan papazlar "teslis" inancına yeni anlayış geliştirmelerine sebep olmuştur.
Budizmin "kast sistemi"nin İslam’ın uzak doğuya ulaşması ile tartışmaya açılmış "sih"lerin ve yeni anlayışların kaynaklığını yapmıştır.
Sonuç olarak, Kur'an-ı Kerim kendisine inansın-inanmasın; tüm insanların üzerinde etkili olmuştur. Bu etkileyiş İnsanların dinlerinin kimi zaman değiştirmesine yeni din tercihlerine yol açtığı gibi, sosyal alanda Kur'anın ön gördüğü sistemlerinde etkileyici olduğu görülmüştür. Kur'andan ilhamını alan bir çok İslam Mütefekkiri halen dünya insanlığını etkilemeye devam etmektedir. Şunu söyleyebiliriz ki, Kur'an her çağda yenidir , yeni yeni insanları etkilemeye devam etmektedir. Bu da Kur'anın ilahi mesaj olduğunun en büyük delilidir.