Pakistan'da bir deney yapılıyor. Amaç: Kur'an ayetlerinin biyolojik noktada insana etkisi nedir? 800 ayrı deneğe birbirinden farklı müzikler, sesler ve tınılar dinletilmiş, bu arada denekler en üst düzeyde alıcılara bağlı.. Kandaki Ph oranından, beyindeki dalga boylarına, kalp atış ritminden, AURO fotoğraflarına kadar..Müzikler: etnik, rock, new age..vs...Belli aralıklarla deneklere kısa-kısa dinletiliyor. Aralarda, Kur'ana çok yakın nameler dinletilmesine rağmen istinasız hepsi de sıra Kur'an'a geldiğinde, biyolojik ve psişik değerler optimum düzeyde tanımlanıyor..Yani: olması gereken değerlere geliyor.
Kur'an-ı Kerim "zikir"den bahseder. Bununla da bir çok manaları ifade eder. Ki bunlardan biri de, Allah’ın isminin hatırlanması ve tekrarlanmasıdır. Tasavvuf’ta çok önemli bir yer işgal eden zikir, kulun manen Allah'a ulaşmasında en büyük araçtır. Van der Haven isimli vir psikolog İslam üzerine çeşitli araştırmalar yapıyor. Bu noktada Allah ismini hastalarına tekrarlatan bu psikolog, ulaştığı sonucu söyle ifade ediyor:
-''Allah kelimesindeki her harfin hastalar için tedavi vesilesi olduğunu gördüm. Allah kelimesinin ilk harfi ''A''yı söylerken bu harf, solunum sisteminden direkt çıkıyor, ve nefes almayı düzenliyor. Damaktan söylenen ''L'' harfi ise dil hafifçe damağın üst kısmına dokunuyor çene biraz duraklama ile aynı şeyi tekrarlıyor. İki ''L'' harfi olduğu için, bu işlem nefes alıp vermeyi rahatlatıyor.''H'' harfi çıkartırken, akciğer ve kalp arasında bir ilişki oluyor ve işlem sonucunda kalp atışları düzeliyor.
Kur'an-ı Kerim: denizlerin altından , uzayın derinliklerine, evrenin yaratılışından yine evrenin son buluşuna, anne rahmindeki yaratılıştan ,arıların hayatına, felsefenin en çetin konularına , fiziğin en zor problemlerine kadar yaptığı açıklamalarla muhataplarını etkilemiş ,kendisine teslim olmalarını sağlamıştır. Kur'an birbirinden bu kadar farklı konuya girmesine rağmen hiç bir konuda hata yapmamakta, kendi döneminde hiç bilinmeyen, bilinemeyecek olan bilgileri aktarmaktadır. Kur'anın 4-5 kelimelik öyle açıklamaları vardır ki, insanların bu açıklamaları anlayabilmesi için binlerce yıllık bilgi birikimi gerekmiştir. Üstelik günümüzde bu bilgilerin elde edilmesi gelişmiş teleskopların, gelişmiş mikroskopların, sistemli gözlem ve araştırmaların, çok büyük ödeneklerin ayrılması sayesinde mümkün olabilmiştir. Bu durum, bilim adamları haysiyetli düşünürleri etkilemiştir.
Büyük deha Newton'un fiziğinde bir eksik vardı. Newton sonsuz genişlikte ve değişmeyen bir evren modeline inanıyordu. Ancak Newton'un yerçekimi yasaları bir sorunla karşılaşıyordu.''Nasıl oluyordu da, evrenin başlangıcından beri geçen çok uzun zaman sürecinde tüm maddeler birbirini çekip , tek bir birleşime dönüşmüyordu. Einstein'ın Newton'dan sonra ortaya koyduğu formüllerde kütlenin varlığıyla zaman mekan değişiyordu.