İnsan, Allahın yeryüzünde yaratmış olduğu en kutsal varlıktır. Tüm mahlukatın içerisinde Allahın halifesi ve muhatabı olma şerefine sahiptir.
Muhatap olunan bu şerefte; insanlar arasında, ırk-soy-sop- gibi bir takım ayrımlar olmadığı gibi, kadın-erkek ayrımı da yapılmamış, cinsiyet farkı da gözetilmemiştir.
Kadın ve erkek, Allahın emir ve yasaklarına muhatap olmada eşit tutulmuştur. Al-i İmran suresinde Yüce Allah’ımız:
"Erkek olsun, kadın olsun, ki hepiniz birbirinizdensiniz.. İçinizden hiçbir çalışanın çalışmasını boşa çıkarmayacağım" buyurmaktadır..
Şanlı Önderimiz(SAV) de:
"Erkek olsun-kadın olsun; her kim mü'min olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerrece haksızlığa uğratılmazlar" buyurarak, erkeklerle kadınların Allah karşısında eşitliğini ifade buyurmuşlardır.
İslam’ın, din, ahlak,hukuk, iktisat ve sosyal hayat bakımından en önemli yeniliklerinin başında, sadece arap yarımadasında değil, dünyanın her tarafında kadın aleyhine iyice bozulan hukuki ve sosyal dengeyi, kadın lehine düzeltmek ve yeniden kurmak olmuştur.
Bu şekilde kadınlar, her alanda önemli haklara sahip olmuşlar, insanlık onurlarını böylece koruyarak, kadınlık haysiyetiyle yaşama şansına kavuşmuşlardır.
-Hz. Peygamber(SAV)'e ilk vahiy geldiğinde, ilk istişare ettiği kişi Hz. Hatice validemiz olmuştur.
-Bugün İslam ilimlerinin en önemli ikinci kaynağı Hadis ve Sünnetle ilgili bilgilerin üçte ikisini Hz. Aişe’den öğrenmekteyiz
-Kur'an-ı Kerim bir çok yerde iffet abidesi Meryem validemizi överken,Tasavvuf ve menkıbe kitaplarımızda hanım velilerin hayatların dan bahsedilmekte, Rabiyat ül Adeviye validemiz hakkında: "Tacur Rical" -Erkeklerin baş tacı- olarak zikredilmektedir.