İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KAYSERİ’Yİ NASIL ETKİLEYECEK?
Bilim insanları, Dünya’yı tehdit eden olayların başında, “İklim Değişikliği ve Çevre Kirliği” olduğuna dikkat çekiyorlar.
İklim değişikliği ve çevre sorunları öylesine önemli tehlike olarak gösteriliyor ki, “İnsanlığın sonu”, “Dünya’nın sonu” gibi değerlendirmeleri yapılıyor.
Böylesine önemli bir soruna karşı ne kadar duyarlıyız.
Bu büyük tehlikenin farkında mıyız?
İklim değişikliği ve beraberinde yaşanacak olan sorunların bizleri nasıl etkileyebileceğini, gelecek kuşakların nasıl bir dünya da yaşayacağını merak edenimiz oldu mu?
………………..
MHP Genel Başkanı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, İklim Değişikliği ve Şehircilik Bakmanı Mehmet Özhaseki’nin cevaplaması isteği ile TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi.
Soru önergesi TBMM Başkanlığı’ndan Bakanlığa ulaştı, Bakan Özhaseki’nin talimatı ile birkaç gün içinde önergeye verilecek olan cevap hazırlandı.
Özhaseki, Milletvekili Özdemir’den gelen soru önergelerine anında karşılık veriyor, hiç bekletmeden istenilen bilgileri aktarıyor ve özel bir ilgi gösteriyor.
Kayseri Milletvekili Özdemir, daha önce de Bakan Özhaseki’ye soru önergesi vermiş ve cevap bir hafta içinde Özdemir’e ulaştırılmıştı.
Bakan Özhaseki’nin, soru önergesi veren milletvekilleri arasında en hızlı cevap verdiği milletvekili, İsmail Özdemir.
Peki, Özdemir, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde neler sormuştu?
“2050 yılına kadar Türkiye ve Kayseri iklim değişikliğinden nasıl ve ne kadar etkilenecek?”
İklim Değişikliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği cevapta, iyi ve kötü senaryolar tek tek sıralanıyor.
Yağışlar, yüzde 30-40 oranında azalabilir.
Hava sıcaklığında, 2-2,5 derece artış kaydedilecek.
Peki, insanlığı tehdit eden bu büyük tehlikeye karşı bakanlık ne gibi tedbirler almaktadır?
İklim Değişikliği Çevre ve Şehircilik bakanlığı tarafından verilen bu cevap, gözlerden kaçmış olabilir.
Dünya’da ve Türkiye’de bilim insanlarının, “İnsanlığın Sonu” olarak niteledikleri bu tehlikeye karşı şimdiden gerekli önlemler alınmalı ve toplumlar bu tehlikeye karşı bilinçlendirilmelidir.
Tehlikeye karşı sadece Türkiye’nin önlem alması yeterli değildir. Küresel bir tehlikedir ve tüm ülkelerin vakit geçirmeden harekete geçmeleri ve önlem almaları gerektiği konusu çok önemlidir.
Şu anda, üzerimize gelen bu tehlikenin ne kadar farkındayız.
Şu anda hissetmiyoruz.
Ama, şunu kesinlikle kafamıza koymamız gerekiyor.
Büyük bir tehlike geliyor ve bu tehlike karşısında hepimiz çaresiz kalabiliriz.
Günümüzde yaşanan sel felaketleri, depremler, toprak kaymaları, muson yağmurlarını andıran şiddetli yağışlar.
Belki de, kirlettiğimiz, yok ettiğimiz doğanın bizden intikamıdır.
Çevreye karşı daha duyarlı olmak ve çevremizi tüm kirliliklerden korumak durumunda olduğumuzu unutmamalıyız.
Şimdi, bakanlığın milletvekili İsmail Özdemir’e verdiği cevabı gözden geçirelim.
Tehlikenin farkına varmak için iyi okumak ve düşünmek için bu satırlara alıyorum.
“İklim Değişikliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yürütülmekte olan, “Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında ulusal bazda iklim değişikliği kaynaklı tehlike ve risk analizleri mevcut dönem ve gelecek periyotlar için gerçekleştirilmektedir. Yapılan analizlerde gelecek dönem için Türkiye özelinde çalıştırılan küresel iklim modelleri çıktıları olan sıcaklık değişimi ve yağış değişimi verileri kullanılarak kuraklık, şiddetli yağış ve sıcak hava dalgası indisleri analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucu
Kayseri İlinin iklim değişikliği kaynaklı risklerden etkilenebilirliği şöyle değerlendirilebilir.
• Kayseri İlinde sıcaklık artışının kötümser senaryoda 2041-2060 yılları arasındaki
periyotta 2-2.5 derece arası sıcaklık artışının gerçekleşeceği öngörülmüştür. Kayseri
İlinde yıllık toplam yağışın kötümser senaryoda 2041-2060 yılları arasındaki periyotta
%5-10 arasında azalacağı öngörülmüştür.
• Kayseri İlinde kuraklık şiddetinin kötümser senaryoda 2041-2060 yılları arasındaki
periyotta %20-40 arası artış göstereceği öngörülmüştür.
• Kayseri İlinde şiddetli yağışların görülme sıklığının kötümser senaryoda 2041-2060
yılları arasındaki periyotta %20-40 arası artış göstereceği öngörülmüştür.
• Kayseri İlinde sıcak hava dalgası olaylarının görülme sıklığının kötümser senaryoda
2041- 2060 yılları arasındaki periyotta %30-40 arası artış göstereceği öngörülmüştür.
Bakanlığımızca, Türkiyede İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi
Projesi kapsamında Türkiyenin bir bütün olarak ve il düzeyinde on bir farklı sektörde
(kent, su kaynakları, tarım, ekosistem, sağlık, enerji, turizm, sanayi, ulaşım, afet ve
sosyal kalkınma) etkilenebilirlik ve risk analizi yapılmıştır. Türkiyenin mevcut iklim
koşulları tanımlanmış ve gelecek dönemde beklenen değişimlere ilişkin
projeksiyonlar yapılmıştır.
Türkiye için etkilenebilirlik ve risk analizi kapsamında tehlike bileşeni olarak, kuraklık,
şiddetli yağış, sıcak hava dalgası, orman yangını, soğuk hava dalgası ve şiddetli
rüzgâr analizleri yapılmıştır. Analizler 1990-2019 mevcut dönemi 1971-2000 referans
dönemi ve 2021-2100 gelecek dönem için RCP4.5 (iyimser senaryo) ve RCP8.5
(kötümser senaryo) emisyon senaryolarına göre üretilmiştir. Her iki emisyon
senaryosu için de 2021-2040 gelecek periyodunda Türkiye genelindeki ortalama
sıcaklık değerlerinde yaklaşık 1,5°Clik bir artış öngörülmektedir.
Her bir sektörde duyarlılık, uyum kapasitesi, etkilenebilirlik,
tehlike ve risk haritaları üretilmiştir. Haritalarda gözlemlenen sonuçlar ışığında iller
yorumlanmış ve iklim değişikliğine uyuma yönelik hususlar tespit edilmiştir. Bu
analizler ışığında da bu on bir sektör için aynı aynı ilgili kurum ve kuruluşlarla istişare
toplantıları yapılarak eylemler ve bu eylemleri izlemeye yönelik göstergeler
belirlenmiştir. Bu kapsamda güncelleme çalışmaları tamamlanmak üzere olup İklim
Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı yılsonuna kadar kamuoyu ile
paylaşılması planlanmaktadır.
Bakanlığımız yerele yönelik yaptığı çalışmalarla yerel düzeyde uygulama
kapasitesinin artırılması yoluyla Türkiyenin iklim değişikliğiyle mücadele çabalarına
ve kentlerimizin dirençli hale getirilmesine destek olmayı hedeflemektedir.
Yerel yönetimlerin kentin iklim değişikliğinden etkilenebilirliğini analiz ederek Yerel
İklim Değişikliği Eylem Planlarını (YIDEP) hazırlaması ve faaliyetlerini bu çerçevede
yürütmesi önem arz etmektedir.
Bakanlığımız tarafından, Yerel İklim Değişikliği Eylem Planının hazırlanmasını ve bu
planların bilimsel temele dayanan, karşılaştırılabilir ve izlenebilir olmasını sağlamak
amacıyla Yerel İklim Değişikliği Eylem Planının idari ve teknik usul ve esaslarını
düzenleyen bir yönetmelik taslağı hazırlanmaktadır.
Yönetmelik doğrultusunda 81 ilimizde; ilin sera gazı emisyon envanterini içeren, iklim
değişikliğine uyum ve sera gazı azaltım eylemleri belirleyen bütüncül birer Yerel İklim
Değişikliği Eylem Planının hazırlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca illerde işlevsel bir
uygulamanın sağlanması amacıyla her ilde Vali koordinasyonunda kurulacak 11 İklim
Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu tarafından bu planların onaylanması ve
uygulamasının izlenmesi hedeflenmektedir. Tüm bu düzenlemeler taslak iklim
Kanununda yer almaktadır.
Ayrıca, YIDEPlerin izlenmesine yönelik Bakanlığımızın geliştirdiği klim Portal
altında E- YIDEP sistemi kurulacaktır. Böylelikle illerin sera gazı emisyonları ve iklim
değişikliği çalışmaları düzenli olarak takip edilecektir.
YIDEP Yönetmelik hazırlığıyla paralel olarak, yerel yönetimler Bakanlığımız
tarafından çeşitli proje ve faaliyetlerle desteklenmektedir. Yerel iklim Değişikliği
Eylem Planının hazırlanması ve iklim değişikliğiyle mücadele kapasitelerinin
geliştirilmesine yönelik eğitim ve kapasite geliştirme faaliyetleri gerçekleştirilmekte,
eğitim modülleri hazırlanmakta, pilot uygulamalar yapılmakta, uygulamayı
kolaylaştırıcı kılavuz ve dijital sistemler gibi teknik altyapı hazırlanmakta, iklim eylemi
için yerelde karar alma ve uygulama kapasitesinin arttırılmasına yönelik çalışmalar
yapılmaktadır. Örneğin Doğa Temelli Çözümler Kataloğu ve Eş Fayda Kataloğu bu
kapsamda hazırlanmıştır. Ayrıca, Avrupa Birliği ile yürütülen projeler kapsamında
yaklaşık 21 Milyon Euro hibe ile yerel paydaşlara (belediye, STK, üniversite vb.)
finansman desteği sağlanmaktadır. Hibe programı kapsamında yerelde azaltım ve uyum faaliyetlerine yönelik projeler desteklenmektedir. Uyum alanına yönelik planlanmış olan 6.8 Milyon Avroluk hibe programa değerlendirmeleri bitmiş olup
proje sahipleriyle sözleşme imzalanması aşamasına gelinmiştir.14 milyon Euroluk
yeni hibe programının ise yılsonu itibariyle çağrısının yayınlanması planlanmaktadır.
Diğer taraftan hem ulusal hem de yerelde iklim çalışmalarının ana girdisi olan iklim
değişikliği projeksiyonları ile etkilenebilirlik ve risk analizleri çalışmasına başlanmıştır.
Bu kapsamda Türkiye için 4 km çözünürlükte, Hükümetlerarası İklim Değişikliği
Panelinin 6. Değerlendirme Raporundaki iyimser ve kötümser iki senaryo 6 model
için çalıştırılarak önümüzdeki 100 sene için ülkemiz özelinde iklim projeksiyonları
oluşturulacaktır.Bu sayede Türkiyenin iklim değişikliğine karşı direnç ve uyum kapasitesinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Günümüz dünyasında iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği olumsuzluklar ve çevresel sorunlar insanların refahında ve alışık oldukları şartların değişmesinde etkili olabilmekte ve bu da insanların yerinden edilmesini ya da zorunlu göçü artırabilmektedir. Diğer yandan iklim değişikliğinin etkileri çeşitlilik arz etmekte ve hem yerinden edilmeyi tetikleyebilmekte hem de yaşam koşullarını kötüleştirebilmekte veya hâlihazırda yerinden edilmiş olanlar için geri dönüşü
engelleyebilmektedir. Kırsal geçim kaynaklarının sürdürülebilirliği azaldıkça ve afet
riski arttıkça, kırdan kente göçün giderek artması da olasıdır. İklim değişikliğine bağlı
olarak, kırsal alanlarda daha sık ve aşırı kuraklıklar, ayrıca ortalama sıcaklık ve yağış
seviyelerinde değişiklikler geçim kaynakları üzerinde daha fazla strese neden
olabilecektir. Bu durum sadece ulusal çapta değil dünya genelinde de üzerinde
bilimsel araştırmalar yapılan bir husus olarak ön plana çıkmaktadır.”
İstanbul Sanayi Odası, Türkiye’nin ikinci büyük 500 firmasını açıkladı.
Kayseri’den 15 firma ilk 500’e girme başarısı gösterdi.
KAYSERİ EKONOMİSİNİ AYAKTA TUTAN FİRMALAR…
İstanbul Sanayi Odası, sanayi sektörünün “Devler Ligi” olarak anılan , “Türkiye’nin en büyük
500 Sanayi Kuruluşu” araştırmasının sonuçlarını geçtiğimiz ay açıklamıştı.
İSO tarafından her yıl geleneksel olarak açıklanan ve ekonomi çevrelerinin yakından takip edip merakla beklediği araştırma sonuçlarının ikinci bölümü, “Türkiye’nin en büyük ikinci 500 firması” dün açıklandı.
Daha önce açıklanan “İlk 500 Firma” arasında 17 Kayseri firması yer almıştı.
Dün açıklanan “İkinci 500 Firma” arasında bu kez tam 15 firma yer alma başarısı gösterdi. Bir önceki yıl ikinci 500’de 13 firmamız kendisine yer bulurken, 2022 yılı değerlendirmelerinde bu sayı 15’e yükseldi.
Bu sonuçlara göre, Kayseri Sanayisi, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasına 32 firma ile katılma başarısı gösterdi.
Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan ekonomik sorunlar, bütün dünyayı etkisi altına alan ve pandemiye yol açan “Covid Salgını” gibi salgın hastalıklar, sanayi sektöründe de olumsuz etkiler yarattı. Tüm bunlara rağmen, sanayicilerimiz üretimlerini sürdürme başarısı yanında, istihdam imkanları yaratarak Türkiye Ekonomisi’ni ayakta tutmayı başardı.
Bu olumsuz etkilerden en az etkilenen Kayseri Sanayisi oldu. Kayseri Sanayisinin güçlü alt yapısı, güçlü ve kurumsal idari yapıları, işletme yapıları, üretim gücü, tüketici pazarlara ulaşma beceresi, sanayicilerimiz arasındaki dayanışma ve birlikte hareket ve ihracata yönelik üretim ve dış pazarlara açılması Kayseri Sanayisi’ni güçlü kılan faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.
İSO’nun ikinci en büyük 500 firması arasına giren Kayseri firmaları ve net satış rakamları şöyle.
“İSO İKİNCİ 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU-2022”
ARAŞTIRMASINDA YER ALAN FİRMALAR
İSO İLK 500 VE İKİNCİ 500 GİRMAYI NASIL BELİRLİYOR
Araştırmada, 8 kriter ele alınıyor.
Üretimden satış, Satış hasılatı, Brüt katma değer, Öz Sermaye, Net aktifler tutarı, Dönem
karı tutarı, İhracat tutarı, Ücretle çalışanlar ortalaması gibi değerler ele alınıyor.
İstanbul Sanayi Odası, bu kriterleri içeren bir anket formu hazırlıyor ve tüm sanayi kuruluşlarına gönderiyor. Anketler değerlendiriliyor ve ilk 500 ile ikinci 500 firma belirlenerek kamuoyuna açıklanıyor. İSO’nun bu anketi, firmalar tarafından ciddi şekilde ele alınıyor ve tüm firmalar anket çalışmasına katılıyor. Anket göndermeyen firmalar daha sonra telefonla aranarak anketi cevaplamaları isteniyor.
Ankete katılan firmaların yüzde 60’ı üretici firmalar. Bu firmaların en büyük özelliği, ihracat odaklı üretim yapıyor olmaları. 2022 yılında firmaların, ihracat gelirlerini önemli ölçüde artırdıkları gözleniyor.
İstanbul Sanayi Odası’nın araştırma sonuçlarının açıklanmasının ardından, Kayseri Sanayi Odası ve Organize Sanayi Bölge Başkanlıkları tarafından kutlama mesajları yayınlandı.
Kayseri Sanayie Odası Başkanı Mustafa yalçın, ikinci 500 firma arasında yer alan firmaları tek tek kutladı ve Kayseri Sanayisi’nde yaşanan gelişmeye dikkat çekti.
KSO Başkanı Mehmet Büyüksimitçi, “Kayseri sanayisi, Türkiye’nin üretim gücü en yüksek illerinden birisidir. Türk sanayisinin önemli bir bölümü, Marmara Bölgesi, özellikle İstanbul, Bursa, Kocaeli, Sakarya. Konya, Gaziantep gibi iller de toplanmaktadır. Kayseri, bu iller arasında önemli bir konumdadır. Türkiye’nin en büyük ilk bin firması arasına 32 firmamızın girmesi, Kayseri Sanayisi’nin gücünü ortaya koymaktadır” dedi.
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın ise, yaptığı açıklamada, “2021 yılı listesinde 13 Kayseri firması yer almışken, 2022 yılı sonuçlarına göre firma sayımız artış göstererek 15’e yükselmiştir. Bu yükseliş dünya genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılarla boğuşan firmalarımızın tüm engellere rağmen güçlü adımlar atmaya devam ettiğini bizlere göstermiştir.” dedi.
Kayseri Sanayi Odası ve OSB Başkanlığı, önümüzdeki günlerde Türkiye’nin ilk bin firması ardasına girmeyi başaran sanayi kuruluşları ile en fazla vergi ödeyen, ihracat gerçekleştiren, en fazla istihdam sağlayan firmalar için bir ödül töreni yapma hazırlığı içinde.