Köşe Atışının kepenklerini uzun bir aradan sonra yeniden açtık. Acılı günümüz, hüzünlü dünlerimiz vardı…
Bugün ise ayaktayız, hayat devam ediyor, güne dair, gündeme yeni düşen sıcak olan ne varsa bıraktığımız yerden başlıyoruz.
***
Evet bugün Köşe Atışının başlığı spor, konusu Kayserispor…
Malum ülkede profesyonel kulüplerde kötü gidiş başladığı zaman topun ağzındaki ilk isim takımın hocası olur…
Yönetim ne zaman “Hocamızın arkasında, önünde, sağında solundayız” gibi sözde destek veren açıklamalar kısa süre sonra hocanın bileti kesilir…
***
Kayserispor’da da kötü gidiş seriye bağlanınca önce yönetim hocanın arkasında olduğunu deklare etti, ardından “Güle güle”dedi…
Dediğim gibi bu ülkede bu yapıda en kolay harcanan Teknik direktörlerdir, Türk teknik direktörlerin de güçsüz olma sebebi de budur…
***
Peki şimdi gelelim asıl yanıt bulması gereken konuya…
Kulüpteki sorun hocalık mı? Eski hocanın gitmesi, yeni hocanın gelmesi çözüm mü? Çağdaş Atan’dan sonra Recep Uçar’ın gelmesinde bugünden daha çok endişe vardı kafalarda…
Ancak Recep hoca hem kendi kariyerini, hem de Kayserispor’u uçurdu, hatta şapkadan hayal edilemeyeni çıkardı…
Sonra irtifa kaybı başladı, bir iki, üç derken düşüş sürdü… Dört, beş, altı yedi, bir de kupaya veda olunca dönüşü olmayan bir yola girildi. Önce teşekkür edildi, sonra mancınığa bağlandı ve eski hoca atılabilecek en uzak noktaya gönderildi…
Eskisi havada giderken, yenisi Kayseri’ye geldi ve koltuğa oturdu…
Umarım ve dilerim başarılı olur…
***
Sorular yanıtsız bırakıldığı sürece, toplar taca atıldığı sürece kimi getirirseniz getirin sonuç alamazsınız…
Kimse kusura bakmasın Kayserispor’un hocalık-hac ılık bir sorunu yoktur. Kayserispor’un bırakın yarınlara dair plan yapmayı günü kurtaracak hali yoktur. Bu takımın Burak Yılmaz ya da başka bir teknik adama da ihtiyacı yoktur.
Lakin Hocalık kariyerine basamak koymak için Burak Yılmaz gibi genç Teknik adamların Kayserispor’a ihtiyacı vardır.
Dolayısıyla böylesine zor dur dönemde Kayserispor’un mu Burak Yılmaz’a, yoksa Burak Yılmaz’ın mı Kayserispor’a ihtiyacının olduğu net bir şekilde görülmektedir…
***
Sıralamada üst basamakları zorlar hale gelmişken takımın en iyileri denilen Oliver Kemen ve Thiam’ın bir anda yuvadan uçması sizce normal mi?
Bu iki futbolcunun neden gittiğini ya da gönderildiğine verilen yanıt Kayserispor’un şuan ki durumunu özetleyen görülmesi gereken gerçektir.
Havanda su dövmeye gerek yok, hariçten gazel okumaya da gerek yok…
Geçmişten bugüne Kayserispor’u dipsiz kuyu haline getirenler utansın… Kulübün geleceğini düşünmeksizin bugün hala testiyi doldurma peşinde olanlar utansın…
***
Herkes şeffaf olmalı, dün 15-20 milyon Euro borcun sıfırlandığının altı çizilirken, CAS’ta bekleyen 50 civarında dosyanın kapandığı açıklanırken bugün kulübün enkazından söz etmek üzücü…
Bu işler gazla, sözle olacak işler değil kamuoyuna sağlıklı bilgiler verilmeli. Kurtulma ihtimali varken, çözüm odaklı yapılacak hamleler varken tedbir alınabiliyorsa alınmalı yoksa yarın bunları konuşmak için çok geç olabilir.
***
10 milyon,20 milyon Eurolardan söz ederken çerez parası gibi konuşuluyor, Kayserispor’un dünden bugüne, bugünden yarına kime ne borcu var açıklanmalı?
Burak Yılmazla 2.5 yıllık sözleşme imzalanması ne kadar yanlış ise şeffaflıktan öte normalleşmeden söz etmekte bir o kadar yanlıştır.
***
Ya arkadaş Burak Yılmaz ya da bir başka teknik direktör ismi önemli değil, neye göre kime göre, nasıl 2.5 yıllık anlaşma yapıyorsunuz? Bırakın 2.5 yılı iki gün sonra ceketini alıp gittiği zaman sözleşmede yazan maddelerin altından nasıl kalkacaksınız?
Öncelikle hoca derdine düşmek yerine bu kulübün sürdürülebilirliği için kalıcı çözümler üretin.
***
Bir kez daha söylüyorum bu kulübün hocalık-hacılık işi yok.
Bu kulübün tek sorunu parasının doğru yönetilememesidir…