Bazen bir şeyi çok isterseniz, mücadele verir, emek sarf edersiniz ancak belli bir zaman diliminden sonra şöyle geriye dönüp baktığınızda boşa geçtiğini düşündüğünüz zamana üzülürsünüz…
***
Aslında hepimiz hangi alanda, hangi konumda olursak olalım sıcağı sıcağına fark edemeyiz belki fakat her kayıp bir yenilgi değildir aslında.
Bazen “kaybettim” denildiğinde kazanır insan, tıpkı kazanırken kaybettiğinin farkında olmayanlar gibi…
**
Bugün Köşe Atışında şehrin iki siyasi figüründen söz edeceğim sizlere.
Şehrin siyasetinde son beş yılda önemli çıkışları olan iki farklı partiden, biri iş insanı, bir diğeri doktor iki farklı karakteri konuk edeceğim bugün Köşe Atışının sütunlarına… Doktor Sema Karaoğlu ve İş İnsanı Kazım Yücel…
Takipçilerim hatırlayacaktır, geçtiğimiz günlerde her iki isime kocaman bir parantez açıp köşemizde ağırlayacağımı ifade etmiştim…
***
Daha fazla ertelemeden başlayalım anlatmaya…
Her ikisi de çok dolu, donanımlı, kibar, güleç işinde başarılı, şehrin kendi alanlarında hatırı sayılır iki değeri…
5 Yıl önce içlerindeki o büyük heyecanla adım attıkları siyasette farklı partilerde, farklı kulvarlarda büyük çaba sarf ettiler, emek verdiler, mücadele ettiler.
Bugün ise yeni bir beşinci yılın arifesinde Karaoğlu siyasi kariyerine nokta koydu, Kazım Yücel’in ki ise eli kulağında…
***
Önce Sema Karaoğlu’na kocaman bir parantez açalım;
CHP önceki dönem Melikgazi Belediye Başkan adayı, CHP’nin son dönem il Başkan Yardımcısı Doktor Sema Karaoğlu siyasi arenadan tam manasıyla çekildiğini duyurdu.
Bu sıcak bir gelişme değil, aksine CHP Kurultayı sonrasında aldığı bir karardı.
Dediğim gibi ertelenen bir yazı olduğu için bu detayı vererek devam etmek istiyorum.
***
Sema Karaoğlu’nun siyasetten taktığı bir apoleti yok omuzlarında. İhtiyacı da yok çünkü onun amacı apolet takmak değil, bilgi birikimiyle siyaset üzerinden şehre ve ülkeye katkı sağlamaktı.
O dün de siyasete atıldığında da her daim halkın içinde oldu.
Bugün de, yarın da olacağından eminim. Siyaset defterini kapatıp kısa bir mola verip köşesine çekilse de o hiçbir zaman halktan kopmadı kopamaz da…
Çünkü Doktor Sema Karaoğlu’nu Sema Karaoğlu yapan siyasi kimliği değil, hekimliğindeki başarısının yanı sıra bilinmesini istemediği insani dokunuşlarıdır.
***
Bakın size birkaç örnek vereyim…
“Develi’de 200 dönümlük kurak araziyi tarım alanına çevirip istihdama ve üretime katkı sağladı.
Engelli vatandaşlarımızla ilgili öyle bir çalışma yaptı ki bırakın şehri ülke şapka çıkarttı.
Kaynaştırma Politikalarını önemsedi, tecrit etmeden ikisi bir arada Kaynaştırma Politikasını Kayseri’de gündeme getirip uygulayan oldu. Birilerinin engelliler günü kutladığı dönemde o kaynaştırma politikasıyla tecrit etmeden o insanları kucaklayandı.
***
Kadınları çok önemsedi, hep destek verdi.
Mikro Kredi kadınlarına katkı sağladı, ev eksenli çalışan kadınlara çok büyük destek verdi, önemli dokunuşlar yaptı.
AK Parti 22 dönem Milletvekili Aziz Akgül’e dün Sema Karaoğlu’nu sordum öyle güzel şeyler söylediki…
Hatta dedi ki;
“Kayseri’de dar gelirli kadınların kendi kendilerine gelir getirmelerine katkı sağlamak için fon bulunması ve bu faaliyetin gelişmesinde önemli katkı sağladı. Konserler tertip etti, toplantılar yaptı. Değerli iş insanı Hamdi Akın’ın Kayseri’ye geldiğinde Mikro Krediye ek fon sağlamasına öncülük etti.
Bana göre Kayseri’de sivil toplum faaliyetlerine büyük destek veren bir önderdir” Bunu AK Parti 22 dönem Diyarbakır Milletvekilinin söylemesi çok daha anlamlıydı.
***
Devam ediyorum;
Sema Karaoğlu
Maharetli Eller kooperatifiyle kadınlarımızın yeni ufuklara yelken açmasında öncülük etti.
Yaklaşık 1 yıl Talas’ta Maharetli Ellerde her hafta sonu gururla, heyecanla garsonluk ve çaycılık yaptı.
Siyasi kimliği kooperatife bulaşmasın diye yönetime dahi girmedi.
Deprem zamanı sürekli yardım elini uzatandı, bölgeye konteynır kütüphane kurulmasında öncülük etti
Cumhuriyet’in 100. Yılında İsrail saldırısı nedeniyle üç günlük yasın ardından korosuyla Coşkuyla Cumhuriyeti kutladı.
Çevrecidir aynı zamanda elinde poşeti dağ tepe dinlemeden çöp topladı.
Siyasette de bir şeyler yapmak için mücadele verdi ama olmadı.
***
Kazım Yücel’e gelince…
İYİ Parti rozetini taktığı günden itibaren, 31 Mart yerel seçimlerinde meclis üyesi olduktan sonra 1 Nisan 2019’dan bugüne kadar her gün sahadaydı, hala da öyle…
O Sema Karaoğlu gibi nokta koymadı aktif siyasi hayatına ama 2024 yerel seçimlerinin hemen akabinde onun da köşesine çekilmesi an meselesi…
***
Zaman zaman temposunun yüksekliğinden, zaman zaman siyasetin matematiğinin doğru sonuçlar vermeyeceğinden söz edip eleştirdiğim günlerde oldu.
Ama eleştirdiğim dönemlerde dahi o centilmen ve kibar haliyle aradı yapıcı olduğu sürece her daim eleştiriye açık olduğunu söyledi.
O da fark etti ilk gün yola çıktıkları isimlerin birçoğunun bugün maske taktığını, ancak iş işten geçmişti.
***
O yüzden bekliyor, beklenti içerisinde olduğundan değil, başladığı işi yarım bırakmamak için, meclis üyeliği süresi bittikten sonra o da köşesine çekilip önce nefes alacak, sonra yorgunluk kahvesinden bir yudum çekecek.
***
Gerek Sema Karaoğlu, gerekse Kazım Yücel siyasetin renkli, tercih edilen simaları ve doğru isimleriydi… Onların demir aldıkları limanları yanlıştı, dümendeki kaptanı dahil, o geminin mürettebatı sıkıntılıydı.
Gerek Karaoğlu’nun, gerekse Yücel’in o gemilerde sağlıklı bir yolculuğa çıkmaları dahi yanlıştı ama tayfası dahi yüzme bilmeyen bir geminin alabora olacağını geçte olsa tahmin etmelerine rağmen gidebildikleri yere kadar gittiler.
***
Bakmayın denizin durgunluğuna, suskunluğuna, önümüzdeki günlerde yükselen azgın dalgalar arasında su alan geminin güvenli bir limana demir atmasından dahi söz edilemez.
Sema Karaoğlu ve Kazım Yücel’in siyasete atılmaları doğru, yola çıktıkları isimler ve partileri yanlıştı.
Her iki ismin de ilerlememesi için sırtından çeken, paçasından çeken kuyusunu kazan en yakınında dün kolundaki isimlerdi. Dolayısıyla onlar kaybetmedi aksine kazandı, onlardaki o potansiyeli görüp önlerini tıkayanlar, siyaseti bırakmasına seyirci kalanlar, hala eğriyi doğru gibi anlatıp yuvadan uçmaya hazırlananlara sebep olanlar kaybetti.
Asıl yıllarca Kayseri’de martaval okuyanlara inanan Ankara’dakiler kaybetti…