Yaklaşık 30 yıldır Ortadoğu’da entrika ve oyunlar bitmiyor. Gözyaşının durmadığı bölgenin önemi ve oynanmak istenen oyunlar neler… Ortadoğu’da kimin ne hevesi var, kimler neler yapmaya çalışıyor. Şöyle bir baktığımızda Ukrayna ve Karabağ’ın bu bölgeye etkisinin neler olduğunu da görebiliyoruz. Peki gerçekler, neler?
Kimine göre kutsal topraklar, kimine göre yeraltı kaynakları nedeniyle Ortadoğu’da gözyaşı dinmiyor. Aslında Ortadoğu’da insan yapısından kaynaklanan bir durum söz konusu…
Osmanlı ve daha önceki imparatorlukların bile zor hakim olduğu bir bölge…
Burada devletlerin ne amaçları ve idealleri varki, bu kadar gerginlik üzerine gerginlik yaşanıyor.
Ben 30 yıldır burada sorun bitmiyor dedim aslında biraz tarih bilgisi olanlar daha iyi bilir…
Burası Cengiz Han’dan beri karışık bir bölge…
Ve hatta biraz daha kafanızda otursun diye söyleyim… Atatürk bile burada gençlik dönemlerinin ana eğitimlerini aldı.
Karmaşık, bir o kadarda göz kamaştıran bir yapaya sahip…
Bir çok milletler buraya yerleşti ve hatta yok olup gitti.
Yeni yüzyılımıza baktığımızda en son Osmanlı’nın çöküşü bu bölgeden başlatıldı.
Buradaki temel sıkıntı bence, insan yapısından kaynaklanıyor.
Aslında dinler savaşıda denilsede, din üzerine oluşturalan baskı, dinlerin anatomik yapısının bozulduğu bir bölge olduğu içinde düzen tutmuyor.
Birileri buraların böyle olmasını istiyor.
Birileri ise toprağım var, vatanım var diyerek işin ucunu boşluyor ve hep olan orada yaşayan vatandaşlara oluyor.
Biraz bölgeyi tarif etmeye çalıştım.
Aslında temel sorun bu ama yeni nesil bölge siyasetinde bu durum ülkelerin veya devletlerin fark ettiği bir olay olarak gündeme oturdu.
Mesela, İsrail olayın farkına varınca, savaş çıkarmayı rahatça ön gördü. Kendince fırsatı değerlendiriyor. Ardından bölgede hiç kimse tahmin edilen gibi kılını bile kıbırdatmadı. Bölgede “Bana değmeyen” bin yaşasın mantığını gördük.
7 Ekim 2023’den bu tarafa…
Peki burada aslında ne oluyor.
Ukrayna veya Karabağ’ın burayla ilgisi var mı sorusunda iyice değerlendirilmesi gerekli.
Hakimiyet için bazı bölgeler üzerinde devletlerin stratejileri olabilir.
İran’ın en son misilleme yapması ve İsrail’in hala olayı tırmandıran açıklamalarda bulunması rast gele bir durum değil.
Aslında onlar kendilerini, kendi iç durumlarını çok iyi biliyor biz ise sadece gördüklerimiz kadar taraf oluyoruz.
Ben açıkçası, Gazze’de yapılmak istenenlerden ziyade İslam Aleminin nasıl sınıfta kaldığına takıldım.
Amerikalı bir Yahudi ise İsrail’in nasıl sınıfta kaldığına dikkat çekiyor.
Savaş suçları hat safhaya ulaştı. Peki önleyen, yaptırım uygulayan hiç kimse yok.
Bir tek Türkiye ciddi bir adım atarak ticari yaptırım uyguladı.
Keşke bölgede tüm komşular yüksek sesle “Hayır” diyebilse…
Ama herkes kendi koltuğunun peşinde olunca, işin anatomik yapısını çözen İsrail istediğini yapıyor. Çünkü karşılığı yok.
Savaş çıksın demiyorum, bölgede İsrail ile ikili ilişkileri iyi olan, sözü geçen hiçbir ülke yok mu?
Gelinen noktada, sözün özü: “Ortadoğu’da tüm ülkeler para kazanma ve saltanatını sürdürme peşinde. İnsanlık için gereğini yapacağım ama bana da bir şey olursa korkusu yaşıyor”
Allah mazlumların yardımcısıdır.
Hak ve adalet bir gün mutlaka tecelli eder.
Kalın sağlıcakla…