Tüm dünya an itibariyle en çok iki ülkenin ismini konuşuyor. Ukrayna’da süren savaşta Rusya’nın adı bile zor geçerken, Karabağ’da oluşan olumlu tavır, Yemen, Umman ve Lübnan’daki sıkıntılar bir kenara atıldı. Herkes İran ve İsrail’i konuşuyor. ABD, İsrail’e desteğini sürdürürken, üçüncü dünya savaş tam tamları çalanlar İran’ı, bölgede kaos isteyenler ise İsrail’i harekete geçirme derdine düştü. Bu bölgede an itibariyle matematik şaşırdı. İtidal çağrısı yapan Türkiye’nin duruşu ise takdir topluyor.
İran’la İsrail savaşır mı sorusu Dünya’da en çok sorulan soruların başında yer alıyor. Birileri savaş istiyor ki, habire bu bölgede tetiklemeler, bilinmeyen saldırılarla tarafları karşı karşıya getirmeye çalışıyor.
Bence, İran savaşa girmez.
İsrail’de savaşın bölgesel olarak dağılmasını istemez.
Buradaki asıl amaç Gazze’de yapılan katliamların üzerinin örtülmesi diye düşünüyorum.
Bakın an itibariyle Dünya, Gazze’yi unuttu.
En fazla, İran ve İsrail konuşuluyor.
Bu notları verirken, bundan sonra neler olacağı sorusunu ABD politikaları üzerinden arayalım derim…
ABD, en son Afganistan olaylarının ardından bu bölgelere asker göndermeme kararı üzerinde sıkı bir politika uyguluyor.
ABD askerleri muhtemelen Ortadoğu’da oldukça az gruplar halinde kalacak.
Bu gidişle yeşil ışık alınırsa, yani doğru kararlar alınırsa bölgedeki hakim güç Türkiye olacak.
Yani buna bir anlamda bölgenin jandarması Türkiye olacak diyebiliriz.
Ancak, Türkiye’nin İsrail’e karşı çıkışları sürecin uzamasına ve hatta değişim arayışlarına yol açmış olabilir.
Gördüğümüz kadarıyla 90 lı yıllarda başlayan ve Irak’ın çöküşüyle sonuçlandırılması için hız verilen sürecin devamı olarak bölgede bazı çalışmaları şekillendirmeye çalışanlar var.
Saddam ve Kaddafi’den sonra İran hedefe oturturulmuş olabilir veya İran’ın üzerinden bir başka politika ile yol alınıyor olabilir.
Bölgede kaosun çok uzun sürmesi istenmiyor
Ancak sonuca da gidilemediği için sıkıntılar devam ediyor
Gördüğüm kadarıyla olay birazda deneme yanılma yoluyla ilerliyor.
Son olarak ABD ve İsrail’de başlayan protestolarında savaş havasını durdurmaya yönelik bir noktaya çekeceğini düşünüyorum.
Dünya savaş istemiyor.
Barış içerisinde yaşamak isteyen insanlığın gündeminde savaş yok.
Her şeyden önce ülkeleri yöneten ve bir gün sandığın geleceğini unutan yöneticilerin hata üzerine hata yapmasının bir bedeli mutlaka olacak.
Barış içerisinde yaşamak için hangi din ve ırktan olursa olsun çağrı yapan herkes değerli oluyor.
Değersizleşenler ise hala dediğim dedik modunda ilerliyor.
Sonuç olarak Dünya’nın hiçbir yerinde savaş olmasın…
Barış için yaşamak istiyor insanlık…
Kalın barış içerisinde…