Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) çöküşüyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri lehine oluşan tek kutuplu dünya, yaklaşık 35 yıldır irin ve katliam saçmaktadır.
Dünya haritasının neredeyse 7 kıtasında yaşanan acı ve gözyaşının sebebi olan emperyalizm, ABD eliyle çağımızda hüküm sürmektedir.
Göz koydukları topraklara demokrasi götürdüklerini iddia eden emperyal güçler, bazen ekonomik gerekçelerle sömürge faaliyetlerini sürdürürken, kimi zaman da inançları gereği kutsal sayılan topraklarda zulüm yaşatmaktadır.
Bu cinayet şebekesinin sözde kutsal ayağını teşkil eden İsrail ise ABD'nin hegemonyasında uzun yıllardır Filistin topraklarını işgal etmektedir. İşgalle birlikte soykırım faaliyetlerini de sürdüren İsrail, hiçbir otoriteyi tanımamaktadır. Dünya nizamı için ABD eliyle kurulan Birleşmiş Milletler kararlarını yok sayan, uluslar arası mahkemelerin kararlarını görmezden gelen bu terör devleti pervasızlığına devam etmektedir.
Çünkü karşısında güçlü bir irade, çekineceği bir topluluk yoktur. Güç muhakkak lazımdır. Ve bu güç sadece kıtalara hükmeden devletler kurup yıkan Türk Milleti ile hayat bulacaktır. Bunun için ekonomik, askeri, ilmi tüm alanlarda yüksek başarı gereklidir.
15 Temmuz sonrası Cumhur İttifakı'nın izlemiş olduğu dış siyaset tarzı, bu milletin her bir ferdini gururlandırmaktadır. Bulunduğu coğrafyada ve iz bıraktığı topraklarda gücün varisi yalnız Türk Devleti'dir.
İran'ın İsrail'e animasyonu andırır şekilde düzenlediği sözde saldırılar, danışıklı dövüşü andırmaktadır. Abartılı bir animasyondan öteye geçememiştir. İslam Alemi kabilelere bölünmüş şekilde olan biteni tıpkı bir fert gibi ekranlardan izlerken, İsrail terörünü ve hamisi ABD zulümlerine zulüm katmaktadır.
İşte tam bu sebeplerle yıllardır dünya coğrafyasında kuklasıyla birlikte gölge oyunu oynayanlara verilecek müstakbel yanıt sahibi sadece ve sadece Türk Milleti ve onun devletidir.
Yavuz Sultan Selim'in ifadesiyle, "Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür." Kararsızlıktan ve korkaklıktan uzak milletimizin her bir ferdine düşen görevse bu bilinçle hareket ederek daha çok çalışıp mazlumlara nefese vesile olmaktır.