Kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadına yönelik şiddetin en uç ve trajik sonucu olarak ortaya çıkan ciddi bir insan hakları sorunudur. Bu tür cinayetler, genellikle kadınların eski ya da mevcut partnerleri, aile bireyleri ya da tanıdıkları tarafından işlenmektedir. Sıklıkla kıskançlık, namus bahanesi, reddedilme gibi gerekçelerle açıklansa da temelinde ataerkil toplumsal yapı ve kadın üzerinde tahakküm kurma isteği yatmaktadır.
Türkiye'de ve dünyada kadın cinayetleriyle mücadelede yasal düzenlemeler, farkındalık kampanyaları ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları önemli bir rol oynasa da, çözümün kalıcı olabilmesi için kültürel dönüşüm ve toplumsal bilinçlenme şarttır. Eğitim, medyanın dili, yargının tutumu ve devlet politikaları bu mücadelenin kilit unsurlarıdır.
Kadın cinayetlerini engellemek, çok yönlü ve kararlı bir mücadele gerektirir. Sadece cezai yaptırımlar değil, toplumsal dönüşüm, eğitim ve koruyucu politikalar da şarttır. İşte etkili olabilecek başlıca yolları birkaç madde ile sıralayacak olur isek;
1. Eğitim ve Toplumsal Farkındalık
Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi küçük yaşlardan itibaren verilmelidir.
Medya, kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmayan ve şiddeti kınayan bir dil kullanmalıdır.
2. Etkin Hukuki Mekanizmalar
6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi gibi yasal çerçeveler tam olarak uygulanmalıdır.
Şiddet uygulanan kişilere karşı koruma kararları etkin biçimde ve zamanında verilmelidir.
3. Kadınların Ekonomik ve Sosyal Güçlenmesi
Kadınlar iş gücüne katılımda desteklenmeli, ekonomik özgürlükleri sağlanmalıdır.
Sığınma evleri sayıca artırılmalı, danışmanlık ve destek hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.
4. Devletin ve Emniyetin Ciddi Takibi
Polis ve yargı birimleri şiddet başvurularını ciddiyetle ele almalı.
Risk altındaki kadınlar için acil müdahale ve takip sistemleri kurulmalıdır.
5. Erkeklik ve Şiddet Anlayışının Değiştirilmesi
Erkeklere yönelik toplumsal cinsiyet eğitimi yaygınlaştırılmalı.
Erkeklerin öfke kontrolü, iletişim becerileri gibi konularda destek alabileceği programlar oluşturulmalı.
Bu adımlar bir arada ve uzun vadeli politikalarla yürütüldüğünde ancak kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi mümkün olabilir.
Toplumsal bir yara olan kadına yönelik bu girişimler; Büyük bir sancı olarak maalesef ki varlığını sürdürürken;
Önceki gün boşandığı eşi tarafından, sokak ortasında başına sıkılan kurşun ile yaşamını yitiren bir kadın daha bu vahşete maruz kaldı.
Bu sadece medyaya yansıyan bir vaka iken kulakların duymadığı daha nice onlarca yüzlerce yaşam, haberimiz olmadan son buluyor.
Hep sorduk, hep tartıştık, günlerce gündem oluşturduk.
Üzgünüm ki her geçen zamanda, yenisi eklenen bu cinayetlere sesimizi duyuramadık.
Hafızalarda o vahşet görüntüler, kulaklarda ise o korkunç feryatlar kalırken;
İnsan sormadan edemiyor?
Bu cinayetlere "dur" denmesi için;
"Daha kaç kadının ölmesi gerekiyor?"