Popüler kültür, hayatımıza sadece yeni akımlar, diziler ya da şarkılar değil; aynı zamanda yeni kelimeler de taşıyor. Sosyal medya sayesinde, çoğu zaman anlamını tam bilmeden kullandığımız bu kelimeler, gündelik dilimizin bir parçası haline geliyor.
Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan kelimelerden biri de "overthinking". İngilizce kökenli bu kelime, "aşırı düşünme" anlamına geliyor. Ancak işin özü sadece fazla düşünmek değil; korkular, endişeler ve olumsuz senaryolar üzerinde sürekli kafa yormak. Bu durum zamanla zihinsel bir yorgunluk halini alıyor. Baş ağrıları, stres, uyku problemleri, hatta fiziksel ağrılar... Overthinking’in faturası bazen sadece düşüncelerle sınırlı kalmıyor, bedenimiz de bu yükü taşıyor. Ama bizim yaş grubu daha çok mizaha dönüştürdü bu kelimeyi diyebiliriz. "Overthinking saatim gelmiş", "Bugünlük overthinking kotam doldu" gibi ifadeler, sosyal medyada kahkahalarla paylaşılıyor. Bu ifadeler, belki de bir tür savunma mekanizması. Gerçekle yüzleşmek yerine, onunla dalga geçmek... Ne var ki bu esprilerin arkasında aslında yalnızlık, belirsizlik ve bastırılmış kaygılar saklı. Burada asıl mesele sadece bir kelime değil. Popüler kültürün biz farkında olmadan nasıl bir dil, düşünce ve duygu dünyası inşa ettiğini konuşmak gerekiyor. Yabancı dillerden gelen bu terimler, düşüncelerimizi de dışarıdan gelen bir kalıba sokuyor. Kendi duygumuzu ifade edecek kelimelerimiz var aslında, ama biz "trending topic" olanları tercih ediyoruz. Çünkü o kelimeleri kullanmak, o kültürün bir parçası olmak demek. Kabul görmek, "cool" görünmek, çağın gerisinde kalmamak demek. Ancak bu noktada şunu da sorgulamalıyız: Acaba popüler kültür bize ait olanı, yani kendi dilimizi, ifademizi ve düşünce biçimimizi yavaş yavaş elimizden alıyor mu? Her şeyin "trend" olduğu bir çağda, kendi duygularımızla, kendi kelimelerimizle yüzleşmeyi unutmamalıyız. Çünkü kelimeler sadece ifade biçimleri değildir; aynı zamanda birer aidiyet göstergesidir. Ve biz, ne kadar "overthinking" yaparsak yapalım, kendi kelimelerimizle düşünmediğimiz sürece hep biraz başkasının hayatını yaşamaya devam edeceğiz.