Uzun bir aranın ardından yeniden Kayserispor’u köşeme taşımak heyecan verici. Şimdi yeniden yazmak, yeniden konuşmak, yeniden umutlanmak zamanı. Elbette değinmek istediğim birçok başlık var ancak bunları birkaç yazıya yaymayı planlıyorum. Bugün biraz genel bir tablo çizmek istiyorum.
Geride bıraktığımız maç tablosunda özellikle ligin ilk haftalarında, aylarında, stresin ve belirsizliğin eksik olmadığı bir süreçti. "Düştük mü, kaldık mı?" sorularıyla geçen haftalar, son dönemde alınan galibiyetlerle yerini yeniden filizlenen umutlara bıraktı. Açık konuşmak gerekirse, önceki yazılarımda dile getirdiğim bazı eleştiriler nedeniyle "köstek mi oluyorsun, destek mi?" tarzında yorumlar almıştım. Ama bugün geldiğimiz noktada, her zamankinden daha fazla desteğe ihtiyacımız olduğunu söylemek istiyorum.
Bilet fiyatlarının düşürülmesiyle birlikte taraftarın tribünlere ilgisi arttı. Aldığımız duyumlar, biletlerin büyük bir kısmının tükendiği yönünde. Bu, takımın en çok ihtiyacı olan şey: seyircisinin desteği. Zira hepimiz bu hafta da 3 puanı alacağımıza yürekten inanıyoruz. Ancak bu süreçte dikkatli olmamız gereken bir dönemeçteyiz.
Dün PFDK tarafından disipline sevk edilen takımlar ve oyuncular arasında bizim oyuncularımız da vardı. Özellikle Gökhan Sazdağı gibi kritik pozisyonlarda görev yapan isimlerin daha temkinli olması şart. Çünkü bu dönemde tek bir oyuncunun eksikliği bile yakaladığımız olumlu havayı terse çevirebilir.
Adana Demirspor galibiyetiyle haftaya adeta bayram havasında girdik. Üstelik bu, Adana’da aldığımız ilk deplasman galibiyetiydi. Bu zaferle birlikte takımın morali yükseldi, şehrin yüzü güldü. Şimdi gözler Kasımpaşa maçında. Aldığım duyumlara göre takım içerisinde moraller son derece yüksek. Fakat sahada olduğu kadar tribünde de bir inanç var. Kayserispor sevdalılarının bu maça olan güveni, takımı motive eden en büyük etken. Görünen o ki “3 puanla ayrılacağız” inancı hepimizde hâkim.
Elbette yeni teknik direktörlerle gelen ilk galibiyetler zaman zaman "suni" olarak değerlendirilir. Ama Adana’daki 2-0’lık galibiyetin böyle olmadığını görmek istiyoruz. Bu başarının sürdürülebilir olduğunu kanıtlamak gerekiyor. Şahsen ben, bu teknik ekibin bunu başaracağına inanıyorum.
Haftalar sonra 33 puana ulaşan temsilcimiz, küme düşme hattından bir basamak üzerine yükseldi. Elbette erken konuşmak istemem; ileride sözlerimi yutmak istemem ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Jakarovic bu takıma iyi geldi.
Bugün Kayserispor, kaybettiği puanları telafi eden, sahada mücadele eden, taraftarıyla bütünleşen bir takım görüntüsü veriyor. Yüzler gülüyor, takım mutlu, taraftar mutlu, Kayseri mutlu…
Ligin son virajına girmişken elimizdeki en önemli koz, yeniden yakaladığımız o mücadele ruhu. Antrenmanlarda gösterilen çaba, alınan taktik destekler ve saha içindeki özveriyle birleşince geriye sadece o ruhu sahaya yansıtmak kalıyor.
Ve biz bu ruhla çok şey başarabiliriz.