Türkiye’de son yıllarda en büyük sorunlardan birisi maalesef deneyimli eleman problemi oldu. Tarihi geçmişimizde büyük önem kazanan, Çırak, Kalfa ve Usta mantığı maalesef son yıllarda yaşanan eğitim sistemi nedeniyle yok olmaya doğru hızla ilerledi. “Çırak” deyip geçmeyin aslında her şey çıraklıkla başlıyor…!
Kendi mesleğimizden gazetecilikten örnekler verirsek, hep çıraklıktan gelenlerin yani “Alaylıların” daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Bu konu sanayi için veya diğer meslekler için belki de tam ölçü değil ama bir işin işleyişi bakımından çıraklık döneminin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Türklere Anadolu’nun kapılarını açanlar aslında çıraklıktan ustaya dönüşen “Ahiler”di.
Çok önemli vazifeler üstlendiler.
Bu insanlar hem “Alp”, hem de “Eren”di.
Bu hem savaşçı hem de ilimde bilimde iyi yerlere gelen sanatkarlara o dönemde “Alperen” deniliyordu.
Sadece iyi işler yapmıyorlar, toplum içinde adil bir görev üstlenerek sorunlara da parmak basıyorlardı.
Bu nedenle günümüzde büyüyen gelişen ve ahlaklı bir toplum içinde çıraklığın önemi büyüktür.
Çıraklık sadece meslek öğrenmek değildir.
İyi bir ustanın yanında edep ve adabı öğrenir çıraklar…
En iyi işi yapmanın yanı sıra beden ve ruh eğitimi de alırlar.
Ailesine ve milletine faydalı olmayı öğrenirler.
Usta, aslında sadece iş öğreten değil, ahlakı veren, ananın babanın öğretemediğini öğreten bunun yanı sırada devlet millet ve vatan sevgisi aşılayan kişidir.
Ustalık bir misyondur.
Bakın!
Günümüzde çıraklığı bitirdik peki yan etkileri ne oldu.
Sadece iş yapanların yok edilmesi değil aynı zamanda ahlaklı insanların oluşmasında da zarar gördük.
Ülkemizde esnaf sayısı gerçekten büyük bir rakama ulaşıyor.
25-30 milyon insandan bahsediyoruz.
Yani toplumun en kötü ihtimalle yüzde 30-40’nın esnaf olduğunu düşünürsek, çıraklığı bitirmekle neler kaybettiğimizi daha iyi anlarız.
Birileri diyor ki; Çıraklık eğitim okulları varya…
Hayır efendim, bu okulları görüyoruz.
Haftada bir iki gitmekle, teknik öğreniyorum demekle bu iş olmuyor.
Tabii ki okul yönü olmalı, ancak mevcut durum gibi değil.
Ancak bunu eski sistemde yapsaydık daha kaliteli toplum düzeyine doğru ilerlemiş olurduk, şu anda toplumda bir yozlaşma var.
Her şeyi para gören esnaflarımız ve insanlarımız oluştu.
Bu nedenle sanayiye gittiğinizde iyi bir usta bulamıyorsunuz…
Maalesef 10 TL’ye yaptıracağınız işe uyanıklar sayesinde 30-40 bin TL ödeme yapmak zorunda kalıyorsunuz…
İnsanlar esnaflardan 10 kez fiyat soruyor.
Neden çünkü “ el insaf dediğimiz” noktada artık hep birlikte yokuz…
Adam sizin durumunuzu ayıkırsa, 30 TL’lik ürüne 300 TL diyebiliyor.
Lokantalarda bile bu nedenle fiyat listeleri asılması zorunlu hale geldi.
Toplumda beğenmediğimiz çıraklık bitti, her şey para oldu.
Paranı kazan ne olursa olsun mantığı bu ülkeye ve bizlere çok zarar veriyor.
Bu insanlarda bizim insanlarımız ancak nasıl oldu da, dün dinden ahlaktan bahsedip, helal haram çizgisini koruyan esnaflar bugün yere düşen parayı bile alıp cebine atabilecek konuma geldi.
Bence, sorun çıraklığın bitirilmesiyle başladı.
Çırak deyip geçmeyin…
Ahlaklı bir sanatkarı kaybetmiş oluyoruz!
Ne kadar kıymetli olduğunu iyi düşündüğünüz zaman anlayacaksınız…
Sanatkar, asıl adıyla zanaatkar kıymetlidir…
Çünkü: Sanatkar sadece iş yapan, tamir yapan veya müşteriyi memnun eden değildir.
Sanatkar, toplumada yön veren, haklıyı haksızı ayırt eden bulunduğu camiayı aydınlatandır.
Sanat için sanatkar için yeniden çıraklarımızı istiyoruz.
Ne yapıp edip, toplumumuza bunu kazandırmalıyız.
Kalın sağlıcakla…