ÖZHASEKİ,ÇELİK VE BÜYÜKKILIÇ ÖNEMLİ ROLLER ÜSTLENDİ
Erciyes’in uluslararası bir kayak merkezi haline gelerek ülkemizin gururu olması konusunda ilk adımı atan Mehmet Özhaseki’nin ardından, bayrak yarışında Mustafa Çelik ve Memduh Büyükkılıç önemli roller üstlenmişti. Bu isimlerin yanına yazılacak öyle bir isim daha var ki hem vizyonu hem de ileri görüştüğü ile Erciyes’i sadece kayak merkezi olmaktan çıkarıp, yaz kış bir spor ve kültürel merkez haline getiren TBMM AB Uyum Komisyonu ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi, AK Parti Kayseri Milletvekili Dr. Murat Cahit Cıngı, Erciyes Kayak Merkezi’ni bugünlere hangi aşamalarla geldiğini bizlere aktardı.
Kayseri Gazetesine özel açıklamalarda bulunan Cıngı’nın Erciyes’e kazandırdıkları saymakla bitmez. Erciyes’te ki görevi bitip milletvekili olarak Mecliste Kayseri’yi temsil etmeye başlayan Cıngı, burada da Kayseri ve Erciyes sevdasını her konuşmasında dile getiriyor.
Cıngı, özellikle Eski Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki’nin görevlendirmesi ile Erciyes’in başına geldiğini belirterek, “Erciyes rivayete göre 30 milyon yıldır bulunan bir dağ. Ama Erciyes’ten biz faydalanamıyorduk. Çok ilkel şartlarda bir kayak faaliyeti yapılıyordu ama işte sen, ben ve bizim oğlan şeklinde ilerleyen bir kayak faaliyeti vardı. Şehir içinden veya çevre illerden gelen çok dar bir kitle vardı. Çünkü bir düzen yoktu. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki, orada bir master programı uyguladı. O dönemde de ben Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesiydim. Dışarıdan takip ediyordum faaliyetleri fakat Erciyes ile ilgili bir gün Yöneticilik faaliyetinde bulunacağımı tahmin etmezdim. 2012 kış döneminde yatırımlar bittiğinde Sayın Özhaseki, gel dedi. Başta gönüllü olmayarak başladım bu serüvene diyebilirim. Devamında Erciyes A.Ş.’yi kurduk. İlk defa bir dağ yönetim şirketiydi kurduğumuz şirket. Dağ yönetimi nasıl olur? Türkiye’de de buna dair model olmadığı için deneme yanılma yoluyla ve yurt dışına giderek oradaki gözlemlerimiz ile şirketi yönetmeye başladık. Bu süreçte yurt dışından danışmanlıklarda aldık. Amacımız buraya gelen gerek turist gerek vatandaşlarımız rahatça kayabileceği ve tatil yapabileceği bir alan oluşturmaktı” dedi.
CHARTER SEFERLERİ KAYSERİ TURİZMİ İÇİN MİLATTIR
2010’lu yıllarda Erciyes’te ciddi eksiklikler olduğundan bahseden Cıngı, özellikle Eski Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki’nin de gayretleriyle bu yola girdiğini açıkladı. Süreci aktaran Cıngı, “Ciddi bir sosyal alan eksikliğimiz vardı. Otelimiz, kafeteryamız, restoranımız yoktu. Sadece bazı kamu kurumlarının misafirhaneleri vardı. Onlarda özelleşmiş birkaç otel vardı. Erciyes’e yatırımcı çekmeye çalıştık. Otel parsellerimizi Büyükşehir belediyesi ihaleye çıkararak sattı. 2014- 2015’lerde de yurt dışı pazarlamalarda yerimizi aldık. Biz dış ticaretçi olarak burayı pazarlamaya başladık. Muhtelif kurumlarla iş birliği yaptık. Basın kuruluşları gibi sürekli birilerini davet ettik. Bu politikamız İşe de yaradı. Yurt dışı pazarlarına açıldık önceliğimiz ilk Rusya oldu ve Rusya pazarında ilk charter seferimizi koyduk. 2017 yılında Rusya ve Moskova’dan seferlerimiz oldu. Bu Kayseri turizminde bir milattır. Bir çabamız vardı fakat buna olacağına dair ben dahi inanmıyordum. Sonra Ukrayna, Polonya olarak devam etti. Ayrıca sunu da belirtmek isterim ki, bizim başladığımız ilk zamanlar hafta sonu biraz yoğunluk olur ama pazartesi olduğu anda bir Allah’ın kulu olmazdı. Erciyes seferlerini düzenlememiz ile beraber hafta içi hafta sonu yoğunluğumuz daima oldu. 10 sene önce turist göremezken dağda şimdi charter seferleri ile turistimiz eksik olmuyor. Hafta içi yabancı turist oranı hafta sonu yabancı turist oranından fazla olmaya başladı” diye konuştu.
DİL BİLMEK BİR LÜKSLÜK DEĞİL BİR ŞART
Yurt dışına birebir giderek temaslarda bulunarak Erciyes Kayak Merkezi’nin uluslararası standartlara getirdiklerini belirten Cıngı, özellikle gençlere dil bilmeleri konusuna vurgu yaptı. Cıngı, “Erciyes A.Ş.’yi uluslararası standartlara getirdim. Ben şirketi kurumsallaştırmak istedim. Ve çok şükür şirketi kurumsallaştırdık. Yurt dışında bir Erciyes imajını oluşturduk. Dolayısıyla böyle 360 derecelik bir Erciyes planlamasıyla Erciyes bugünlere geldi. Bunlar halen başlangıç. Biz hep Türkiye’de de ilk başardık. Burada dünya kupaları, kar voleybolları ve şampiyonalar gibi faaliyetlerde gerçekleştirdik. Böylelikle Erciyes markası büyüyecek. Bu süreçte de en çok avantajını gördüğüm durum ise İngilizce biliyor olmak. Gençlere kesinlikle tavsiyem dil bilmeleri. Çalışmalarımda özellikle gençlerin üzerine olması sebebiyle onların en iyi noktalara getirmek için uğraşıyorum. Mesleki eğitim konusunda, dil eğitimi konusunda gençlerimiz için özel çaba gösteriyorum konuya dair çalışmalar gerçekleştiriyorum. Globalleşen bir dünyada insanların kendi dillerini bilmeleri yeterli olmuyor. Gerek akademik gerek ticari kaynaşabilmeleri için dil bilmeleri gerekiyor. Teknolojik, siyasi, sosyal sahalarda gençlerin yurt dışına açılabilmesi için gençlerimiz dil bilmesi gerekiyor. Dünyada birçok dil var bunlardan en etkili olan İngilizce ve bu dilin bilinmesi gerektiği düşüncesindeyim. Bende lisans, yüksek lisans, doktora eğitimlerimi İngilizce tamamladım. İngilizce bildiğiniz zaman internetten faydalanma oranınız yükseklere çıkıyor. Kaynaklara ulaşım daha da kolaylaşabiliyor. Turist olarak bir ülkeye gittiğiniz zaman bir rehbere bağlı kalmıyorsunuz. Bir lükslük değil bir şart olarak görmeliyiz” dedi.
BİZİM EN BÜYÜK SIKINTIMIZ OKUMAMAK
Özellikle gençlerle ilgili çalışmalar yaptığına vurgu yapan Cıngı, geçtiğimiz günlerde ses getiren herkesin üniversite mezunu olmak zorunda değil açıklamalarına ilişkin ise şu ifadeleri kullandı; “Kimyaya merakınız vardır kimyager olmak istersiniz. Sosyolojiye meraklısınızdır sosyolog olmak istersiniz. İdealleri olan herkesin arkasındayım okuyabildikleri kadar okusunlar. Fakat eğer bir hedefiniz yoksa üniversitede tercih yaptığınız dönem işletme, iktisat, makine mühendisliği vb. bölümleri sırf diploma olması sebebiyle yazıyorsanız bu arkadaşlarımız gitsinler bir zanaat edinsinler çünkü; zanaatkara çok fazla ihtiyacımız var. Ama üniversite diplomasını da ihmal etmesinler devletimizin hak tanıdığı açık öğretim üniversitelerinde de üniversitelerini okusunlar. Böylelikle bir yandan mesleğinizi icra ediyorsunuz bir yandan üniversitenizi okuyarak akademik kariyerinizi tamamlayıp diploma sahibi oluyorsunuz. Ben bu yolu tercih etmelerini önerdim. Eğer ailenizden size kalan işletmeniz, geliriniz yoksa yani siz kendiniz çalışıp kendiniz hayatınızı idame ettiriyorsanız o zaman tabi ki kendi gerçeklerinize göre kariyer planı yapmalısınız. Herkes kendi gerçeğine göre hareket etmeli. Yoksa okuyan insandan zarar gelir mi? Tabi ki gelmez. Bizim en büyük sıkıntımız okumamak zaten.”