Kayseri’nin Hisarcık ilçesinde doğan Yaşar Gülcü (65), 1982 yılından günümüze kadar kitap tamirciliği mesleğini icra ediyor. Yüzlerce yıllık el yazması kitaplardan, matbaa baskısı kitaplara kadar birçok kitaba hayat veren Gülcü, eski kitapların dokusundaki yaşanmışlığın, günümüze aktarılmasında önemli rol oynuyor. Kitap Tamircisi Yaşar Gülcü; “1982 yılında bu mesleğe başladım. Ömrüm yettiği süre içerisinde mesleğimi sürdürmeye devam edeceğim. Kitap tamirciliğini bir meslek olarak değerlendirmiş olsak da ben bu işi, meslek olarak değerlendirmiyorum. Kitap tamirciliğini, eskiyi günümüze taşıyan bir sanat dalı olarak değerlendiriyorum” ifadelerini kullanıyor. 400 yıllık bir yazma eseri tamir ettiğini vurgulayan Gülcü, restore ettiği her eseri okuduğunu anlatıyor.
“400 yıllık Osmanlıca el yazması tarih kitabı tamir ettim.”
Tamir ettiği kitapları okuyor.
Eski kitapları restore ettikten sonra okuduğunu aktaran Yaşar Usta, tamir ettiği en eski kitabın 400 yıllık yazma bir eser olduğunu ifade ediyor. Eski kitapları hayata kazandırmanın kendisini mutlu ettiğini ifade eden Gülcü; “ İkra kavramı, çok önemli bir kavram. Düşünün, dinimiz bize ‘oku’ diyor. Ben de tamirini gerçekleştirdiğim her kitabı okumaktan mutluluk duyuyorum. Bu sayede, belki de bu işi yapmasam okuyamayacağım kitapları dahi okuma şansı elde ediyorum. Eski kitapları hayata kazandırmak hayat felsefem oldu. Mesela, bir müşterimin kitabı vardı. 400 yıllık yazma bir eser. Osmanlıca yazılmış bu eser tarih kitabıydı. 400 yıllık Osmanlıca el yazması tarih kitabını hem tamir ettim, hem de o eseri okuma fırsatı buldum” şeklinde konuştu. Devlet arşivlerinde bulunan kitaplaştırılmış belgelerinde tamirini gerçekleştirdiğinin altını çizen Yaşar Gülcü, dini, tarihi birçok kitaba hayat kazandırdığından bahsediyor.
“Dini, tarihi, bilimsel birçok kitabın yeniden hayata kazandırılmasını sağladım.”
Devlet arşivlerinde kitaplaştırılmış belgeleri de tamir ediyor.
Birçok alana ait kitabın tamirini gerçekleştirdiğini vurgulayan kitap tamircisi Yaşar usta, “Devlet arşivlerinde bulunan ve kitaplaştırılmış eski belgelerinde tamirini gerçekleştirdim. Tapu kayıt defterleri, eski makbuz defterleri, zimmet belgeleri gibi kitaplaştırılmış eski belgelerin tamirini de gerçekleştirdim. Başka bir değişle sadece belge niteliği olan kitapları değil, dini, tarihi, bilimsel birçok eski kitabın yeniden hayata kazandırılmasını sağladım” diye konuşuyor. Tükenen mesleklerden birini gerçekleştiren Yaşar Gülcü, kütüphane kültürünün yok olmaması için çaba sarf edilmesi gerektiğini aktarıyor.
“Her kitap, binlerce canı içerisinde taşır.”
Her kitap bir yaşanmışlığı temsil ediyor.
Eski kitapların dokusunda bir yaşanmışlık olduğunu söyleyen Yaşar Gülcü, “Her kitap bir yaşanmışlık barındırıyor. O kitaplarda, yazarın yaşanmışlığı var. Yine o kitaplarda, okuyucunun da yaşanmışlığı var. Bu yüzdendir ki her kitap hatta özellikle eski kitaplar, bir yaşanmışlığı temsil ediyor. Maalesef günümüzde, bunu yakalamak neredeyse imkânsız hale geldi. Yeni nesil kitap baskıları, kullan at kültürünü geliştiriyor. Bir kitap alıyorsun okuduktan sonra atıyorsun.” İfadelerini kullanıyor. Sahaftan kitap almanın ve kitap tamir etmenin doğaya da katkısı olduğunu belirten Gülcü, sözlerini şöyle sonlandırıyor; “Kütüphane kültürünün yok olmaması için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Kullan at kitapları tercih etmek yerine, sahaf kültürüne aşina olmalıyız. Böylelikle hem kitapların en orijinal haline ulaşırız, hem de doğaya katkıda bulunuruz. Unutmayın her kitap, binlerce canı içerisinde taşır. O can ise nefes aldığımız ağaçlardır.”