Amerika’da açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını destekleyerek “Dolayısıyla diplomasi alanında ulaşmış olduğumuz kudretin bugün sayın cumhurbaşkanımızın ağzından 21. Yüzyıldaki yansımalarını gördük ki buda zaten bu yüzyıla dair Türk ve Türkiye hedefimizin bir bakıma ön seslerinin yansıması oldu” dedi“Türkiye uzun süreden bu yana Birlemiş Milletlerle alakalı bu reform çağrılarını bir slogan çerçevesinde dünya beşten büyüktür söylemiyle ilan ediyordu. Şimdi bunun altının doldurulmaya başlandığını görüyoruz” diyen İsmail Özdemir, Türkiye’nin esir takası ve tahıl krizlerinde aldığı sorumlulukla kısa zamanda neticeye ulaşmasının diplomatik anlamdaki önemine değindi.Özdemir yaptığı açıklamada: “Açıkça söylemek lazım Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletlerde yapmış olduğu konuşma Türkiye’nin küresel hedeflerini ne kadar tutarlı gerçekçi ve bugünün dünyasına seslenişi itibariyle de ne derece geniş bir yankı ve karşılık bulduğunun göstergesi oldu. Tabi içerisinde bulunduğumuz dönemde Türkiye bütün önemli gelişmelerin merkezinde yer alan bir coğrafyada bulunuyor.
Güneyimizdeki İsrail in sürdürmüş olduğu soykırım politikalarına ilave olarak Lübnan’a yönelik başlattığı saldırganlık Suriye iç savaşının gelmiş olduğu Ortadoğu bölgesindeki kırılganlıklar ve bunun yanı sıra Ukrayna ile Rusya arasında süregelen savaş ve bunun Balkan coğrafyasına etkisi.
Aynı zamanda Kafkasya Bölgesi’ndeki güncel gelişmeler ve oradaki barış arayışları bütün bunların tamamının merkezinde ve barışın tesisinde Türkiye çok önemli bir merkezi rol oynuyor. Ve aynı zamanda Türkiye üstlenmiş olduğu bu sorumlulukla neticede alıyor. Aldığımız neticelere baktığımız vakit Rusya- Ukrayna arasında süregelen savaşta tahıl krizini Türkiye öncülük ederek çözebiliyor. İkinci bir husus yine batılı ülkelerle özellikle Rusya istihbari boyuttaki esir takası anlamında da Türkiye önemli bir sorumluluğu yerine getirerek bunların değiş tokuşunu yapabiliyor. Dolayısıyla diplomasi alanında ulaşmış olduğumuz kudretin bugün sayın cumhurbaşkanımızın ağzından 21. Yüzyıldaki yansımalarını gördük ki buda zaten bu yüzyıla dair Türk ve Türkiye hedefimizin bir bakıma ön seslerinin yansıması oldu.Çünkü kendileri yalnızca yakın coğrafyamızda süregelen olayları değil örneğin Asya nın uzak bölgelerinde cereyan eden olaylara da değindi ama aynı zamanda Birleşmiş Milletlerin artık gelinen durum itibariyle üstlenmiş olduğu sorumluluğu karşılayamadığı ve reforma tabi tutulmasıyla alakalı hassasiyetlerini de ifade etti ki Türkiye uzun süreden bu yana Birlemiş Milletlerle alakalı bu reform çağrılarını bir slogan çerçevesinde dünya beşten büyüktür söylemiyle ilan ediyordu.
Şimdi bunun altının doldurulmaya başlandığını görüyoruz. Artık yükselen bazı kıtalar var. Ve Birleşmiş Milletler de mutlak suretle temsil edilmesi gereken dinler var. Dolayısıyla bunlar olmadığı vakit dünyada ne yazık ki sürdürülebilir barış ve istikrarın kalmayacağı gerçeği karşımızda bulunuyor ki kendini bu anlamda bu değerlere vurgu yapması önemliydi. Ama özünde yine burada sadece devletler ve ülkeler arası siyasetle ilgili konulara değinmedi dikkat ederseniz.Aynı zamanda insanlığı tehdit eden doğrudan bireyi ve fertleri tehdit eden hususlara da atıf yapması Türkiye’nin bu anlamda üstlenmiş olduğu insani dış politikası çerçevesinde sorumluluğu da bana sorarsanız gözler önüne sermiş oldu.” diye konuştu
Güneyimizdeki İsrail in sürdürmüş olduğu soykırım politikalarına ilave olarak Lübnan’a yönelik başlattığı saldırganlık Suriye iç savaşının gelmiş olduğu Ortadoğu bölgesindeki kırılganlıklar ve bunun yanı sıra Ukrayna ile Rusya arasında süregelen savaş ve bunun Balkan coğrafyasına etkisi.
Aynı zamanda Kafkasya Bölgesi’ndeki güncel gelişmeler ve oradaki barış arayışları bütün bunların tamamının merkezinde ve barışın tesisinde Türkiye çok önemli bir merkezi rol oynuyor. Ve aynı zamanda Türkiye üstlenmiş olduğu bu sorumlulukla neticede alıyor. Aldığımız neticelere baktığımız vakit Rusya- Ukrayna arasında süregelen savaşta tahıl krizini Türkiye öncülük ederek çözebiliyor. İkinci bir husus yine batılı ülkelerle özellikle Rusya istihbari boyuttaki esir takası anlamında da Türkiye önemli bir sorumluluğu yerine getirerek bunların değiş tokuşunu yapabiliyor. Dolayısıyla diplomasi alanında ulaşmış olduğumuz kudretin bugün sayın cumhurbaşkanımızın ağzından 21. Yüzyıldaki yansımalarını gördük ki buda zaten bu yüzyıla dair Türk ve Türkiye hedefimizin bir bakıma ön seslerinin yansıması oldu.Çünkü kendileri yalnızca yakın coğrafyamızda süregelen olayları değil örneğin Asya nın uzak bölgelerinde cereyan eden olaylara da değindi ama aynı zamanda Birleşmiş Milletlerin artık gelinen durum itibariyle üstlenmiş olduğu sorumluluğu karşılayamadığı ve reforma tabi tutulmasıyla alakalı hassasiyetlerini de ifade etti ki Türkiye uzun süreden bu yana Birlemiş Milletlerle alakalı bu reform çağrılarını bir slogan çerçevesinde dünya beşten büyüktür söylemiyle ilan ediyordu.
Şimdi bunun altının doldurulmaya başlandığını görüyoruz. Artık yükselen bazı kıtalar var. Ve Birleşmiş Milletler de mutlak suretle temsil edilmesi gereken dinler var. Dolayısıyla bunlar olmadığı vakit dünyada ne yazık ki sürdürülebilir barış ve istikrarın kalmayacağı gerçeği karşımızda bulunuyor ki kendini bu anlamda bu değerlere vurgu yapması önemliydi. Ama özünde yine burada sadece devletler ve ülkeler arası siyasetle ilgili konulara değinmedi dikkat ederseniz.Aynı zamanda insanlığı tehdit eden doğrudan bireyi ve fertleri tehdit eden hususlara da atıf yapması Türkiye’nin bu anlamda üstlenmiş olduğu insani dış politikası çerçevesinde sorumluluğu da bana sorarsanız gözler önüne sermiş oldu.” diye konuştu